- demir parmaklıklı
- adj. barred
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
parmaklıklı — sf. Parmaklığı olan Ayaklarımın ucunda yükselerek onun demir parmaklıklı penceresine bir göz atıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkuluk — is., ğu 1) Tarla, bağ ve bahçelerde kuşların zarar vermesini önlemek için konulan, insana benzer kukla 2) Düşme tehlikesi olan yerlere çekilen duvar veya parmaklık Eskiden köprünün güney kıyısında demir parmaklıklı bir korkuluk vardı. N. Cumalı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşkulu — sf. 1) Kuşku belirten, kuşku anlatan, şüpheli Demir parmaklıklı penceresinden içeriye kuşkulu bir göz atıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Kuşku içinde olan, şüpheli Beynimizde biriken bayağı ve kuşkulu fikirleri çam kokularına sürünmüş nazlı hava… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sanduka — is., Ar. ṣandūḳa Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta veya mermer sandık Büyük demir parmaklıklı bir türbenin içinde yeşil sandukalarına örtülmüş beyaz yazma yemenileriyle yatan iki mezar vardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ızgara — is., Rum. 1) Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç 2) Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öpüşmek — nsz, le 1) Birbirini öpmek Çok göreceğim geldi diye boynuna sarıldı, öpüştüler... B. Felek 2) mec. Nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak Parmaklıklı demir kapılar birbiriyle tam öpüşmemişti. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük